Bakmayın herşeyi kolay anlattığıma. Siz sadece yangından çıkan dumanı gördünüz.
Eğer bir gün olur da birine aşık oluranız ona şu soruyu sorun;
Bana yalnızlıktan daha iyi mi geleceksin? Yoksa bana yalnızlığın güzelliğini mi hatırlatacaksın.
Ben kimseye yük olmadım ki. Ben daha küçükken yüreğimi elime alıp yürümeyi öğrendim.
Benim hiç gönlümü almadılar. Ben hep kendi kendime bir köşede affettim herkesi.
Boynumda ip var, herkes gelmiş "Tabureyi sen mi kirlettin diyor".
Bir gün sana bütün hikayemi anlatacağım ama inan bana yüzümdeki gülümsemeyi nasıl koruduğumu soracaksın.
Siz yoktunuz o zamanlar düştüğüm yerden hep kendim kalktım ben.
Gözlerimdeki yordunluğu görmeyen herkes surat asıyorum sandı.
Çok soğuk bir gecede kendime sarılmayı öğrendim. O günden sonra bir daha üşümedim.
Tartışmalardan uzak kalmak istediğim bir yaştayım. Bana bir filin uçabileceğini söylesen "kesinlikle haklısın" derim.
Zehir bile parayla satılırken, mutluluğu bedava mı sandın?
Mutluluk dedikleri belki o günlerdeydi. Sonra birden herşey bitti. O hiç aklımdan çıkmayacak güzel günler, bir daha geri gelmemek üzere gitti.
Ne garip değil mi? Henüz yanına bile oturmamış birinin, gelip de içine oturması.
Kimseye ihtiyacım yokmuş gibi yaşıyorsam beni bağışlayın. Pek çok şeyi tek başıma yaşadım.
Tek başına hayatı öğrenen birini kimse yokluğuyla korkutamaz.
Yalnız kalmaktan korksaydım hepinize iyi davranırdım.
Yalnızlık ne mavi suları olan denizlerde ne de kızgın kumları olan çöllerde kalmaktır yanlızlık bu şehirde bu insan kalabalığında seni arayıpta bulamamaktır.