Ben mi oldum şimdi tek suçlu sevgili. Sen verdin ayrılık emrini. Hatırlıyor musun beraberdik kalkmıştık "Sevda Sahuruna" seninle ve "Ölene kadar" demiştik bizim orucumuz. Oysa sen küçük çocukların orucundan tutmuşsun meğer. Sadece "öğlene kadar" ve benim orucumu da sen bozdun ayrılık haberinle. Sadece dört kelime...
"Ayrılık İçin İftar Vakti..."
Mutlu bir çift gördüğünüzde 'Allah bozmasın' demeyin!
Çünkü Rabbim bozmaz; insanlar bozmasın yeter.
Çok bir şey istemiyorum, sadece karşılaştığımız zamanlar yanımdan geçtikten sonra; 'Arkama baktığımda seni arkanda bakarken görmek.'
Öğretmene sordum, ayrılık nedir? Bu dersi işlemedim, dedi.
Şoföre sordum, ayrılık nedir? Bu yoldan hiç geçmedim, dedi.
Çocuğa sordum, ayrılık nedir? Bu oyunu oynamadım, dedi.
Aşka sordum, ayrılık nedir? Suskun kaldı..! Başını eğdi, ayrılık ölümdür, dedi...
Zor olan "SENİ SEVİYORUM" demek değil. O sevgiyi yüreğinde hissedip bütün benliğinle söylemektir.
Zor olan "SEVMEK" değil. Sevgine karşılık görememektir.
Zor dediğin şey "BERABER OLMAK" değil. Sevdiğini mutlu etmektir.
En zoru nedir biliyor musun? "SEVDİĞİNİ KAYBETMEKTİR."
Ben seni sevdim, ben zoru seçtim ama en zorunu beceremedim.
Seni kaybetme korkusunu yenemedim.
Ben kolay olan yokluğunun değil, zor olan sevdanın aşığıyım...
Ben bedenindeki sana değil, yüreğindeki sana aşığım...
Beni başkasıyla görmeye dayanabilecek misin? Artık o benim değil, başkasının diyebilecek misin? Sana düğün davetiyemi getirdiğimde gelebilecek misin? Beni beyaz gelinlikle gördüğünde dayanabilecek misin? Ve yıllar sonra çocuklarım seni gördüğünde
- Amca... senin resmin annemin odasında var. Dediklerinde gözyaşlarını tutabilecek misin?
Hayatta üç yanlış yaptım doğmak, yaşamak, ölmek hayatta bir doğru yaptım oda seni sevmek fakat birşeyi unuttum üç yanlış bir doğruyu götürür.
An gelir insan ağlarmış, gözyaşları sel olup kalbine akarmış. Kahkaha bir maske derler, bilir misin? İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış...!
Sanki birden kapı çalacak. Sen içeri gireceksin. Bilmezdim seni bu kadar çok özlediğimi. Hayalinle kalkıyorum her sabah... Seni özledim, unutamadım.
Benim en iyi yanım sendin. Hatalarımı seninle öğrendim. Bugünkü aklım o gün olsa, inan üzmezdim, üzülmezdin.
Beni kırsan da üzsen de canımı yaksan da seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim asla...
Bazen çok seversin, hasreti yakar yüreğini, özlersin hep onunla olmak istersin. Ama ne kavuşmak istersin ne de onsuz olmak. Ayırır yollar, ayırır insanlar. Onsuzluğa mahkum edilirsin. En çok yaralayan ne olur biliyor musun? Seversin, söyleyemezsin, istersin, gidemezsin; en ihtiyacın olduğu anda onu bulamazsın ya, işte o zaman bitersin.
Elinde hep bir papatyan vardır. Ama sen hep bir gülün olsun istemişsindir. Gülünü bulmak için papatyandan vazgeçersin; gün gelir de gülünü bulamayınca papatyana geri dönmek istersin ama senin değerini bilmediğin papatya başkasının gülü olmuştur.
Zamansız geliyorsun aklıma... Gece ve gündüz ayrımısız! Ya bir ışığın tam ortasında dağıtıyorsun aklımı ya da gecenin bilmem kaçında bölüyorsun uykumu. Ya gözlerin geliyor aklıma ya da hayalin çıkıyor karşıma... Unutuyorum unutmasına da, seni değil! Senden başka her şeyi...
🧑🏻🦰: Ayrılırsak ne yaparsın?
👨🏻: Eski sevgilime giderim.
(Ertesi gün ayrılırlar. Erkek, kızın evine giderek kapısını çalar.)
🧑🏻🦰: Ne arıyorsun burada?
👨🏻: Ayrılırsak eski sevgilime giderim demiştim.
Vedalar vardır sevenleri ayıran. Ayrılıklar vardır özleyenleri ağlatan. Özlemler vardır kavuşmayı aratan. Bir de ben varım, seni bir an olsun unutmayan...
Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini... bilir de, ya gözlerim?
En yaralı yerim...
Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim?
Kararmaz mı bütün dünyam, bir ömür...
Ya nasıl öğreteyim sende ki imkansızlığımı ellerime?
Bir an bile kavuşamayan ellerimiz nasıl da yıkmakta bunca şeyi, ne tuhaf...
Oysa benim başım en çok senin göğsüne yakışırdı...
Başım ki tam omzuna yatmalıktı...
Ben artık bu yetim başla hiçbir hayale ağlayamam...
Sonra boynum... ki dalından düşen bir yaprak...
Mevsimsiz sürgün yedim senden ayrı bir ömre doğarak...
İnsan yalnız kalbiyle sevmez ki, unutmaya ilk oradan başlasın...
Unutmak kör kuyu, dipsiz karanlık.
Nereden başlamalı unutmaya seni, bilmem ki...
Senden başladım unutmaya kendimi...
Gitmek kolay ya sonrası ? Silebilir misin sende kalan dudaklarımın nemini? Atamazsın biliyorum, sende solan yüreğimi. Ver bana, düşlerini ver bana, eski gülüşlerini.
Yaralarıma merham olmanı isterken zehir oldun. Başkalarına ilaç olup bana yara oldun. Herkese yetiştinde bir bende yoruldun.
Biz kimsenin vazgeçilmezi olmadık. Bize hep iyiki varsın diyerek gittiler. İyi biri olmak ziyan etti bizi.
Ben seni uyurken de izlemiştim ama rüyanda başkası varmış.
Ayrılıklar, insanın en çok acı çektiği anlardır. Ama ayrılıklar, insanın da en çok büyüdüğü anlardır.
Ayrılık, bir kez yaşandığında insanı değiştirir. Her ayrılık, bir sonrasını düşünmeyi, özlem duymayı, hatırlamayı öğretir.
- Nâzım Hikmet
Ne güzel sözler söylerdik birbirimize, zamansız geldi ayrılık rüzgarı sevgimizin üstüne alışamadım sensizliğe bırakma aşkım tut ellerimi.
Keşke her aşk mutlu bitse, keşke her gerçek sevgi layık olanda kalabilse veya unutmak mümkün olabilse!
Sensizlik öyle acı veriyor ki bana
Dalıp dalıp gidiyorum bak uzaklara
Kalbim derinden sızlıyor ağrıyor işte
Küsüyorum işte ben bu yalnızlığıma
Perişan olsam da yaşadığım bu hayatta
Mutlu olacağım belki öbür dünyada
Senden önce yaşamadım ki ben sevdayı
Sen öğrettin bana sevmeyi ve de aşkı
Bense kıymetini bilemedim belki de
Bilmelisin sen varsın sadece hayatımda
Sensizlikten ötesi nedir ki zaten bana
Ben bir kere sevdim bunu anlasana
Başkasına nasıl veririm kalbimi bir daha.
Onun sadece sende olduğunu anlasana
Beni sevecek bir başkası olamaz hayatımda.
Sensizlik çok acı veriyor inan ki bana.
Bir kez daha benim yanımda olsana.
Son kez görmeye ödeyeceğiniz bedele sınır koyamazken yeni bir başlangıcı ister ama düşünü bile kuramazsınız. Karşınızdaki 'sizsizliği' seçmiştir, size karşılığında 'onsuzluğu' bıraktığını hesap etmeden. Terk ediliyorsunuzdur ve yapabildiğiniz tek şey; hiç bir şeydir.
Artık en yüksek “ses”sizliklerimsin. Cevabı “hiç” olan dalgınlığımsın. Kağıda yazdığım, çizgilerle sakladığım, olan ama okunamayan mutluluk tablomdasın. Beni bekleyen tüm durakları birer birer terk edişlerimsin. Bu yalnızlık nereye gider? Sensiz hiçbir yere. Sen göğsümün “en acıyan” yerindesin.
Önceleri hatayı hep kendimde bulurdum. "Az geçtim" kalbinden derdim hep. Söyleyemedim sevdiğimi diye ağlardım geceleri. Ama senin bir başkası için yandığını gördüm ya. "az geçtim" demiyorum artık. Bir harf daha ekledim acım diner belki diye artık " Vazgeçtim"
Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün, bu ayrılık şarkılarını kurşuna düzeceğim.Seni benden ayrıdığı için kaderimi mahkemeye vereceğim.
Kaybetme korkusu ta içimdeyken, bekle diyorsun, döneceğim bir gün. Beden beklemesine bekliyor, ama yürek kan ağlıyor sensiz geçen hergün!
Bir gün dilenci gibi geleceğim kapına ürkerek basacağım zile, "anne bir dilenci" diyeceksin para vermek isteyeceksin "param var" diyeceğim bir dilim ekmek uzatacaksın "karnım tok" diyeceğim "öyleyse ne istiyorsun" diyeceksin "yıllar önce çaldığın kalbimi geri ver" diyeceğim.
Kime anlatsam seni unutursun dediler.
Kime söylesem derdimi üzülme geçer dediler.
Söylesene bitanem nasıl geçer bu acı.
O sıcak ellerini, o güzel gülüşünü.
Bana aşkla bakan gözlerini unutabilir miyim?
Belki sen unutursun ama ben asla.
Çünkü sevdiğim ilk(son) aşklar asla unutulmaz.
Eğer bir gün beni unutmayı denersen öyle biriyle unut ki sana sıkacağım kurşunların önüne geçecek kadar cesur o gün seninle ölecek kadar seni seviyor olsun.
Yüreğin öyle güzelki onu incitmesinler ne sıcaklığını yitir nede sevgisini tek korkun unutulmak olsun senin gibisini unutanlara yazıklar olsun. Hoşçakal.
Ağlatacak kadar ağırdır gidişin şimdi yokluğunu koynuma aldım herşeyde senden bir parça böyle çaresiz böyle yarım kaldım işte sol yanım acıyor.
Hani o gün beni anlayan sen gitmiştin ya, seni başkalarında aradım ama yoktu beni senin kadar anlayan, yinede üzülme çünkü ben seni sensiz de sevebiliyorum.
Bir gün gözlerin bir noktaya dalarsa bilki seni düşündüğüm gündür. Bir gün kulağında bir çınlama duyarsan bilki ismini andığım gündür. Bir gün titreyip uyanırsan bilki resmini öptüğüm gündür. Bir gün sebepsiz yere ağlarsan o güzelim gözlerinden yaşlar süzülürse bilki aşkından öldüğüm gündür.
Dün gece seni yıldızlara anlattım. Hepsi dinledikçe daha bir parladılar. Ama ayrı olduğumuzu söylediğimde. Hepsi birer birer kaydılar. Beraberliğimizi dilemem için.
Dudaklarımdan düşüremediğim bir sıgara gibisin. Üstelik öyle bir illetsin ki bir sara gibi her daim uykularımda beni nöbet nöbet yokların. Öyle uslanmaz öyle utanmaz nöbetlerine alışamadım. Her acıyı taşıdım da yüreğimde bir sebsizliği taşıyamadım. Gittiğin gün o acı ile yaşayamam demiştim. Beden yaşadıda ruh toprağa karıştı çoktan. Hiç yüzün gülmesin. Nefretimsin.
Güneşin rengine benzemez gecenin rengi, üşütür ayaz korkutur karanlık.
Bugün bir gariplik bir hüzün var yüreğimde ya ben fazlayım bu şehirde yada biri eksik.
Biran gelir seversin tutamazlar seni düşünmek bile zordur. Kaybetmekten korkarsın. Tutunmak istersin sıkıca.
Ama korkarsın ya bırakır ya sevmezse beni.! Sabır dersin beklersin ve sonra; sonra uçurumun kenarında bulursun kendini.! Sevmek buymuş dersin ve ağlarsın yağmurla birlikte. Tutan yoksa elinden ya tıkarsın kulağını sarılırsın yalnızlığa, yada bir yıldız misali "Kayıp gidersin sonsuzluğa"
Yüreğim ağlamak ister gözlerim izin vermez.
Görmek ister kader izin vermez.
Gönlüm kavuşmak ister yollar izin vermez.
Seni unutturmaya kimsenin gücü yetmez.
Yaralarımı sarmak isterken karşıma çıktın kapanmaya başlandığını hissettiğim anda daha beter yaraladın beni şimdi git bişey söyleme anlamsız kelimeleri kulanmaya kalkma o kadar küçülme gözümde bari şimdi sadece git ama benden aldıklarını geri vererek.
Bir hiçken annemle babamın birkaç dakikalık sevgisinden oluverdim.Derken 9 ayda dünyaya geldim.Anneme onun kokusuna, sütüne muhtaçtım.
Aylar sonra yürümeye başladığımda bir koltuk kenarına muhtaçtım. Deken koşmaya başladım; koşarkende beni kollayan birine muhtaçtım. Yıllar geçti okul çağı geldi çattı ve öğrenmek içinbi öğretmene muhtaçtım.Derken ergenlik çatkapı misali geldi ve birden bebek oldum anneme muhtaç kaldım. Eee sürekli aynı seviyede okuyacak değiliz derken lise geldi. Büyüdük ya kimseye muhtaç değiliz olmayacağızda. Sevdim; çok sevdim ve şimdi yine birine muhtacım. Sevdiğime! Hayat işte eninde sonunda beni bir şeylere muhtaç etmeyi başardı. Artık tek muhtacım sen olduğun, bu lanet dünyada beni umut etmeye muhtaç etme.
Birgün görürsen beni yıkılmış harap bir köşede korkma yaklaş cesaret bulursun kendinde yanındakiler sorarsa;" O yıkılmış kim." diye bütün gururunla söylersin ;"Benim eserim." diye
Hep kalanlara gidenleri kattım! Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattım yine bir tane sen edemediler. Zor geldi ayrılık alışamadım.
Önce düştüğümde kalkmayı öğrendim, sonra aleve dokunduğumda acıyı.
Sevmeyi öğrendim sevilmeyi sonra terkedilip beklemeyi.
Sayende unutulmayı da öğrendim, herşeyi öğrendim de yalnız; unutmayı öğrenemedim.
Özür dilerim SENİ SEVDİĞİM İÇİN.
Özür dilerim GÖZLERİNE BAKTIĞIM İÇİN.
Özür dilerim ELLERİNİ TUTTUĞUM İÇİN.
Özür dilerim SENİ ADAM SANDIĞIM İÇİN.
Sevmek mi? Hiç Tatmadım. Ya gülmek? Çoktan Unuttum.
Yaşamak mı? Boşver. Aşk ne mi? Büyük Yalan.
Mutsuzluk mu? İşte O Benim Dünyam.
Birgün bir köşede ölüp kalırsam eller tanımasada beni sen tanır mısın? Sorsalar sana kim bu zavallı diye, bakıpta yaptığından utanır mısın?
Yüreğim hafif ıslaktır benim. Kuytu köşelerde ağlamaktan. Ve rengi hafif uçuktur. Kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan.
Önceden sen gidince ardından bakar ağlardım. Şimdi ardına bile bakmam. Önceden senin için dünyaları yakardım.
Şimdi şerefsizim bir kibrit bile çakmam.
Düşündüm bir gece bir sigaranın üstüne adını yazdım. Sigara bittiğinde unutacaktım seni duman duman atacaktım içimden. Rüzgar savuracaktı küllerini. Nerden bilirdimki unutayım derken seni her nefeste içime çektiğimi.
Ne seni unutacak kadar zaman geçecek. Nede geçen zaman seni unutturmaya yetecek. Bırakıp gitsende unuturum sanma sevgilim. Zaman alışmayı öğretir ama UNUTMAYI ASLA.
Birgün bu sevdadan vazgeç derlerse;
Geçmem o benim ilk(son) aşkımdır derim.
Bıkmadın mı bu sevdadan derlerse ;
Onu ben bilmem seven kalbimdir derim.
Acaba o seni seviyormu derlerse;
Yeter bundan size ne derim.
Birgün onda ayrılacaksın derlerse;
Onu benden ayıracak ölümdür derim.
Fakat o başkasını seviyormuş derlerse;
Acırım sadece KALPSİZMİŞ derim...
Bazen hayat insanı yorar yaşadığını anlamazsın.
Gözler hep sevdiğini arar onuda yanında bulamazsın.
İçinde isyanlar kopar ama yine yaşarsın.
Gözlerin yağmur damlaları gibi sürekli ağlar ağlayan gözlerle hayatta kalırsın.
Umarım sen bir daha hiç ağlamassın.
Sen yalnızlığa inat bir geceyi sevdiğinin düşüyle geçirebilir misin?
Gelmeyeceğini bile bile gözünü kırpmadan sabaha kadar bekleyebilir misin?
Söyle yar tutsak bedenim özgür yüreğim sen gerçekten aşık olabilir misin?
Unuturum diyorsun unutabilecek misin?
Ben senden bir parçayım atabilecek misin?
Hadi kopart parmağını kıyabilecek misin?
Ben senin koparttığın parmağından akacak kan değil geriye kalan acıyım dayanabilecek misin?
Sevgiliye ayrılık sözleri, sevdiğiniz insandan ayrıldığınız dönemlerde paylaşma ihtiyacı duyabileceğiniz türden sözlerdir. Sevgiliye bir gönderme niteliğinde olan bu sözleri zaman zaman facebook, whatsapp veya instagramda paylaşmak için arıyor olabilirsiniz. Sevgiliye kısa ayrılık sözleri kimi zaman nazik kimi zaman kaba bir dille yazılmış olabilir.