Sadece bunu söyleyip susmak isterdim... Ebediyen susmak. Çünkü canım acıyor... Konuştukça arzuladıkça özledikçe en kötüsü yaşadıkça canım acıyor."
Ruhumu yaktıktan sonra şimdi de damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı? O acıyı uyutsun diye sığındığıma sevgini orada da hep ama hep kaybettiğim soğuk rüyalarımı mı? Odamın tavanındaki yoksulluğumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurduğum o derin o sonsuz çatlakların altında sen diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi?
Şimdi burada değilsin. Ama beni duyabiliyorsun biliyorum. Kapat gözlerini benim için ve dinle n'olur. Çünkü bunu sana ancak bir kez söylemeye cesaretim var. Seni ait olduğun çevre için değil bana ait olman için değil karşılığında beni sevmeniz için değil. Sadece sen olduğun için sevdiğimi söyleyebilseydim... Ne zaman sevgine acıksam kendi kalbimi yedim.
Kendi etimi...Aşkımı...Ruhumu yedim.
"YÜREĞİMİN EN SAKLI YERİNDE YALNIZCA SENİN ELİN DOLAŞMIŞTI"
Seni yollarca şehirlerce uzağından sevdim.
Seni kelimelerce şiirlerce yakınından sevdim.
Seni dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp yazdığın mektuplarca sevdim.
Seni umutsuzca beklentisizce hayallerce sevdim uzağından.
Zamanla kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için. Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır. Seni sonsuza kadar kaybetmek kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için...
Anlamadın mı artık varlığım sana acı vermek için değil sadece seni sevebilmek için yaşadım ben... Hala seninle geçireceğim anların telaşıyla tüketir gibi yaşıyorum sensiz geçen günlerimi... Seninle geçen zaman bir daha tekrarı mümkün olmayan doğaçlama bir melodi gibi benim için. Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an çalıyorum. Öyle birikmişsin ki içimde... Seni yaşamakla tüketmem seni sıradanlaştırmam mümkün değil. İçime çektikçe çoğalıyorsun sevgili...
"Sevgilim beni bensiz bırakma olur mu? Çünkü sen nereye gidersen git ben oradayım. Benim başka gidecek bir yerim yok.
Benim senden başka gerçeğim yok. Sende yaşıyorum ben sadece.