Son sözü söylemenin sözüm ona keyfini yaşarken.
Filmlerdeki gibi 'arkama bile bakmadım' repliğini eşe dosta
böbürlene böbürlene anlatırken bir daha dönmeyeceğine emin misin?
Büyük bir gürültüyle içerdekinin yüzüne çarptığın kapıyı, bir süre sonra
nazik nazik tıklamayacağından hiç şüphe duymuyor musun?
Yataktan kalkarken, aylarca mesajımla uyanırken aklında;
istediğin her an yanında olabileceğimi bilirken.
Uzaktan evet belki idare ederken ama yanımdayken bir kez daha dokunmak istemeyeceğine emin misin?
Sildiğin telefon numaramı tekrar yazmayacağına dair ettiğin yemini tutabilecek misin?
‘Beni bir daha arama' derken
‘Beni bir daha aramayacak’ kadar kendine güveniyor musun?
Aynı ismi taşıdığımız arkadaşına seslenirken aklına gelme olasılığım seni
rahatsız etmiyor mu?
Bir süre sonra ortak arkadaşlarımıza ‘ne yapıyor, iyi mi’ diye sormayacağından.
Başka biriyle gördüğünde üzülüp, sinirlenmeyeceğinden.
O akşam evdekilere etrafa aldırmadan neden bağırıp durduğunu,
yatağında ağladığını eşe dosta izah edecek mazeretlerin hazır mı?
Bazı şarkılarda gözünden akan suyun yaş olmadığını inandırabilecek misin yanındakini?
‘Gitmesen, bitmese' derkenki halimi, yaşlı gözlerinle
‘Ne olur, hata yaptım’ derken yaşamayacağından.
Dağıtarak bıraktığın bana dağılmış halde dönmem için yalvarmayacağından.
Perişan bırakırken, perişan dönmeyeceğinden, emin misin?
Defolup giderken, dönmeyeceğine söz verir misin?