Önümde duran boş beyaz bir kağıtla ne yapsam diye düşünüyorum.
Kağıttan bir gemi yapıp denizleri mi fethetsem?
Ya da masanın bir bacağı kısa, onun altına mı koysam?
Yoksa sık sık seninle ilgili unuttuğum şeyleri yazıp duvarıma assam?
Yok, en iyisi oturup sana bir mektup yazayım.
Sana olan sevgimi yazıyorum; seni nasıl sevdiğimi anlaman için.
Hayallerimi yazıyorum; senli yarınlarımız için.
Sonra sana bakışımı yazıyorum; sonsuzluğu görmen için.
Ve bir de yıldızları yazıyorum; oradan bana baktığında görmen için.
Yanına gelmek istiyorum. Ellerini tutmak, gözlerine bakmak, tenini tenime deydirmek, saçlarını okşamak, yüreğini hissetmek, nefesini içime çekmek istiyorum.
Ve sana şunu söylemek; hem de haykırırcasına “seni seviyorum” demek istiyorum
Eğer senin de önünde boş beyaz bir kağıt varsa, otur sen de bana bir mektup yaz. Unutma, burada senin gibi hisseden, senin gibi seven biri var. İşte mektubumun sonuna geldim.
Sana gözyaşlarımla ıslanmış bir mektup yolluyorum çünkü sen benim binlerce gözyaşımdan oluşandın. Sakın sen ağlama, üzülme çünkü bana sen lazımsın...