Duymak fayda etmez sağıra zaten.
Elimi verdim, kolumu kaptın, gözümü çektim, aklımı aldın. Yaşam mı, ben mi bedbahtım? Sallanırsa da yıkılmaz tahtım.
Gelirken ne getirilir ki, giderken ne götürülür?
Gülmek bir mükafattır ağlayan gözlerin gördüğü. Ölüm bir karanlıktır tüm ışıkların söndüğü.
Hayatta iki şeye güveniyorum. Biri aynaya baktığımda gördüğüme, diğeri yukarı baktığımda göremediğime.
Melek yanımda yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar, bir tek bu hüznü sen boğarsın, ipek tenin derime batsın.
Sapına kadar erkek de olsan kadına el kalkmaz.
Bu neşenin sonudur elbet derin bir baş ağrısı. Kahkalar bugün senin, peki ya bundan sonrası?
Kara listem okunaklı sonuçlar dokunaklı.
Kaprislerimin tadını çıkarıp kinlerimi boğar durumdayım.
Kız kaçıranı ateşe verdim, kız kaç!...
Korkusuzluk sahipleri neden kemer arkasında silah taşır?
Lapa lapa kar yağsın, manzaralarımı beyazlara boyayın.
Şu günlerde pamuk prensesin gözleri yaşlı.
Satır başında kalbim hep kırıktı.
Zamanında anlattım anlamadın, sonunda anlattım ağladın, neyse anlıcağın dilden söylüyorum; Sen kaybettin.
Aşka verdiğim resitalimde sendin sazıma mızrap.
Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller.
Günah ki en güzel kadındır, sizler güzele kanan. Tabiatın şeytan olacaksa yılan doğursun anan.
Sözler bazen bir hazine, bazen dermansız bir dert tipi. Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz; gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz?
Sayfa 2 / 3