Ucu kırılmış bir kurşun kalemle, kalemtraşın aşkı misal.
Ah bedava sirke sen mi baldan tatlısın?
Gözümde nice ırmak saklı akışı durmaz..
Aklım koca bir mezarlık, gömülen gömülene, unutulan unutulana, kayıplara karışan karışana. Hatırladıklarım, unuttuklarımdan az, geçmiş zaman karanlık, yarınlar beyaz.
Anladıkları şey yanlışsa doğrusunu onlara sunmalısın.
İhtiyaçları yoksa susmalısın.
Yoksun arzularından bahçe yapsan, tohumuna suyunu serpeler misin?
Ben ne istedim ki, önüme koydular bu kuklayı?
Biliyor musun? Beni bu zamana kadar çok üzdüler.
Benim aşka dahil grafiğimde çizgiler hep kırıktı.
Ölümün sessizliğine eşsiz bir seda ile girdim, boğulmaktan korktuğun denizin tahmininden derinim.
Bu espride yok şaka, insanlık kadavra. Şiirbazın sopası elinde: "Abrakadabra!"
Dertle anlaş deva bul, üzüntü kalbi sömürür, yüzüne baktığım her an Cennet'ten bahçe görülür.
Çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın, yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın.
Beni sevmek için programlanma, devrelerini yakarım.
Hayat bir bot ve bot çevresi dolu büyük beyaz köpek balığı. Diptekiler iştahla düşünür tepede duran azığı.
Duymak fayda etmez sağıra zaten.
Elimi verdim, kolumu kaptın, gözümü çektim, aklımı aldın. Yaşam mı, ben mi bedbahtım? Sallanırsa da yıkılmaz tahtım.
Gelirken ne getirilir ki, giderken ne götürülür?
Gülmek bir mükafattır ağlayan gözlerin gördüğü. Ölüm bir karanlıktır tüm ışıkların söndüğü.
Hayatta iki şeye güveniyorum. Biri aynaya baktığımda gördüğüme, diğeri yukarı baktığımda göremediğime.
Sayfa 1 / 2