BİRTANEM:
Bu güne kadar yazdığım hiçbir mektubumda,
bu kadar acı çektiğimi hatırlamıyorum.
Daha evvelki üç mektubumu saymazsak,
karaladığım bu satırları okuyacağına o kadar eminim ki
ameliyatımı önleyecek hiçbir engel kalmadı.
Yılların öncesinde o gecenin sabahı yatağımdan,
çıkıp giderken bir parçamı da alıp götürdüğünü,
sen de bilmiyordun.
Hamile kaldın.
Hiç haber verme gereği görmedin.
Oğlumu öldürdün.
Kürtaj oldun.
Çocuğumu senden söküp alan eller,
yüreğimi de söküp aldılar.
İşin acı yanı ne biliyor musun?
Hala seni ilk günkü gibi seviyorum.
Bu sevgiye engel olamamakla suçluyorum.
Lanet olsun, bu sevgiyi içimden
kazıyıp atamıyorum.
BİR TANEM:
Bu mektubun eline geçmesi için,
ameliyattan sağ çıkmamam gerekiyor.
Bu soruyu kendime çok sordum.
Değer mi?
Sırf ona ulaşmak için,
ölmeye değer mi?
Hiç karşılık beklemeden kalbini,
onun sevgisiyle doldurabiliyorsan DEĞERMİŞ.
Benim sevgili VEDA'm,
son satırlarımı yazarken,
sakin kafayla düşünemiyorum.
İçim yanıyor.
Acı çekiyorum.
Ama seni geçmişimden,
çıkarıp atıyorum.
Geleceğimde zaten yoksun.
Sevgi ile doğdum.
Sevgi ile yaşadım.
Sevgi ile öldüm.