Ağlamak istedim, ağlamanı istedim. Bu oyunda yenilen tek ben değilim, senin umutların, senin geleceğin, senin yüreğin. Bunun için ağladım, ağlamanı istedim. Ben seni Nazım Hikmet'in şiirlerinde buldum, sairlerin sevdiği gibi bende seni sevmek istedim, sen ise beni görülmeyen alevle, duyulmayan yalanla, beyine sığmayan zalimlikle, sana yakışmayan hareketlerinle yaktın beni. Geceleri ağlamadım, gittiğine üzülmedim, seni herkesten, her şeyden daha çok sevdim. Artık benim sana aşık olduğum kadar aşık olabilecek başka birisini hiç bir zaman bulamazsın. Sen ağlarsan ben gülerim diye düşünme. Seni düşünmek yok artık, sen artık benim için yabancı birisi. Sen diye kucağına koşmak, sen diye yastığımı bağrıma basmak, beklemek denilen kavram yok artık. Ah.. meleğim, geceleri seni hatırlamak; bir kere yasamak, bin kere ölmek. Seni özlemek yok artık. Bal gibi dudaklarını, pamuk ellerini, sıcak nefesini özlemek, Allah’ın en güzel eseri olan gözlerine bakmak, seninle bir olmak, birlikte olmak, seni gizlemek bitti artık. Kuşlardan, güllerden, arkadaşlarımdan seni kıskanmak, deli gibi seni herkesten gizlemek ve öyle bütün hayati yasamak, en sonunda seni kaybetmek, bulduğumdan sonra bile seni kaybetmek, yanılmak. Beni yakan, beni solduran bu iste. Bağırırsam da duyamasın ki beni.. Tanıyamıyorum artık seni, gösterdin maskenin altındaki gerçek yüzünü. Git artık gideceğin gerçek ise, arkana bakma olup-bitenler için. Sadece basari, sadece mutluluk, sadece eğlence değil, bu hayatta MUTSUZLUKTA insanlar için. Git artık gideceğin gerçek ise. Pişman etme anlamsız sevginin sonunu. Sensizde devam ederim hayatıma, düşmanım olsa da ellerinde bir kere bile bakmam yüzüne. Zannetme her zaman ağlar gezerim diye, yenilen yüreğim olsa bile, yenen yine ben kendim. Geçmişini unutma geleceğin için, bu hayatta MUTSUZLUKTA insanlar için. Ağlamak istedim, ağlamanı istedim.