Gözlerine yandığım, kurban olduğum tek varlık!
Seni öyle çok seviyorumki.
Sen benim şuan seni umursamadığımı,
Başka adamlarla başka insanlarla olduğumu düşünüyorsundur.
Ah be ömrüm bir bilsen ölüyorum.
Köpekler gibi acı çekiyorum.
Deli divane oldum.
Sana öyle görünmek zorundayım, mecburum.
Çünkü sen ve ben diye birşey yok.
Bu en başında belliymiş.
Ama olabilecek en acı şekilde öğrendim.
Kalbin öyle güzeldiki.
Öyle güzel sevdiki beni kopamadım.
Çok sevdim seni ben be vicdansız.
Hırsımdan hep bağırdım, kıskandım, vurdum.
Bağıra bağıra gittim.
Bağıra bağıra terkettim.
Bağıra bağıra beddualar ettim.
Yana yana istemiyorum dedim.
Yana yana seni onlara bıraktım.
Şimdi ölüyorum.
Hergeçengün tüm insanlığımdan;
Tüm gülüşümden;
Tüm heyecanımdan;
Tüm yaşamımdan.
Duyamam sesini bu yakar beni;
Göremem seni bu bitirir beni;
Koklayamam seni bu öldürür beni;
Aşkım diyemem sana bu sokar beni kara toprağa...
Gönlümün tek sahibisin nerden bileceksin.
Söylesene!!
Hangi ten senin teni unutturabilir?
Hangi tene dokunabilirim ki!
Bu ten sana aitken kim dokunabilir ki bana?
Hangi kalp değerki kalbime?
Şimdilerde;
Ben her omuzda ağlarken, sen güldüğümü sanıyorsun.
Ben acı çekerken, sen sevgimi hiç haketmemiş diyorsun.
Gitme dedim.
Bırakma dedim.
Sıkıca tut dedim.
Gittin..
Belki başka tenlere, belkidae olması gerektiğini düşündüğün yere.
Ama gidişin bile adiceydi.
Hiç yakışmadı.
Başka bir maşa.
Allah'ım dedim açtım ellerimi;
"Ey rabbim bu canı sen verdin bana
Bense kalbimi ona verdim.
Verdimde neden sevdirmedin.
Bu kadar mı kötü kulundum" diyebildim.
Bildim gidişinin bile oyun olduğunu ama diyemedim birşey
Bu kadar silmişsin beni neden daha acı vereyim dedim ve gittim.
Hatırlar mısın?
Sadece; bir gün, başka bir şehirde, bir kaç dakika görebilmiştin beni.
"Sen olmayınca nefes alamadım AŞKIM,
Duramadım oralarda sensiz.
Sensizliği düşündüğümde ölüyorum" dedin
Umarım herkes mutludur, gurur duyuyorlardır başarılarıyla...
Sensiz bir dünyada gözlerimi kapatıp rüyalarımdaki senle sonsuza dek orada kalmak istiyorum.
Başarabilir miyim dersin?
2 yıl oldu, belki daha fazla. Sen çıktın hayatımdan. Sesin çıktı, ellerin çıktı, kalbin çıktı ama gözlerin çıkmadı gözlerimden, gülüşlerin gözümün önünde. Neden diyorum, neden Allah'ım? Neden hala aklımda o? Neden hala ona benzeyen birini görünce onu görmüş gibi mutlu oluyorum? Hamile bir kadın görünce ondan bir çocuğum olabilirdi diyorum. Neden hala rüyalarımda? Neden unutamıyorum? Bendeki bu takıntı değil. Yemin ederim değil. Öyle olsa başkasına aşık olmak istemezdim. Unutmak istiyorum seni, ismini, cismini, gözlerini... Bir yanağındaki gamzeni. Güldüğünde içi gülen gözlerini.
Olmamalı. Biliyorum boş bir hayalin peşindeyim ama neden beynim bunu algılamıyor? Neden hala içimde bir umut var?
Çok istedim bitsin. O kadar yoruldum ki seni rüyalarımda da görmekten. Tam unuttum diyorum. Tamam, artık onu sevdiğini söyleme sakın diyorum, sonra pat bir şey oluyor, sil baştan başlıyorum.
Kurduğumuz hayaller, konuştuklarımız an an aklıma geliyor. Çıkarmaya çalışıyorum ama olmuyor. Kime bakarsam bakayım, hayır diyorum, keşke o olsaydı. Otobüste yanıma biri oturuyor, keşke şu an o olsaydı. Keşke ayrı şehirlerde değil de aynı şehirlerde olsaydık. Keşke hayalinle yaşamak zorunda olmasaydım. Ya da aklıma geldiğinde gözlerim dolmasaydı.
Bunlar neyse de benim sana çok ihtiyacım var be. Sesini duymaya, gözlerini görmeye ihtiyacım var. Doğmamış kızımızı yetim bırakma, sevdiğim. Gel de çocukluk hayalini gerçekleştirelim.
Kaderimizdeki kişi belli olmasaydı çok dua ederdim Rabbim bizi birbirimize hayırlı kıl diye ama bilmiyorum sen kimin hayırlısısın.
Bilmiyorum o gözlerin kime aşkla bakacak. Bilmiyorum balkonunda kiminle çay içeceksin. Kim için işinin bitip erkenden eve gitmek için can atacaksın.
Can attığın kişi ben olmalıydım. Eve geldiğinde aşkla seni ben karşılamalıydım. Akşamı iple çekmeli, sabahın olmasını hiç istememeliydim. Başımı göğsüne dayadığımda tüm sıkıntılarım gitmeliydi. Gözlerine baktığımda tüm dünyayı karşıma alabilecek güçte hissetmeliydim kendimi. Onları beraber yapmalıydık, beraber yaşamalıydık.
Kızımız olsaydı, gözlerini ve gülüşünü senden almalıydı. Bana benzememeliydi. Tüm her şeyini senden almalıydı.
Bir zamanlar ömrümken şimdi bir yabancısın. Hayallerimin kahramanısın. Sana söylemiştim, sen hayatımda olmasan da ben seni hep seveceğim diye. Evet, öyle oldu. Sen yoksun ama gözlerin var, gülüşün var. Ben bu dünyadaki aşık olma hakkımı kaybettim.
Dilerim mutlu olursun sevgili. Ne olursa olsun mutlu ol. Bu dünyada babamdan sonra gördüğüm en iyi yürekli adam sensin.
Lütfen sevdiklerinizin kıymetini bilin, gereksiz kıskançlıklarla, triplerle aşkınızı bitirmeyin çünkü gerçekten aşk kolay bulunmuyor. Düzgün insan hiç bulunmuyor. Dilerim herkes mutlu olur.
Ben daha fazla içimde tutmak istemedim.
Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken, ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.
Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş; onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.
Ey sevdiğim, ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.
Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.
MUTLU OL SEVDİĞİM, BİRİCİĞİM, AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT, YETER Kİ SEN MUTLU OL.
Merhaba,
Senin için çok ağladım, çok üzüldüm, kızdım, bağırdım, güldüm. Her şeyi yaptım aklıma gelen...
Sadece unutmak için.
Ama öyle içindesin ki, söküp atamıyorum seni...
Her gece sana anlatıyorum bütün günümü...
Önemli bir karar verirken senin ne diyeceğini tahmin ediyorum.
Başkalarının yanında mutlu olduğumuz günlerden kısa anılar anlatıyorum sana dair.
Sanki çok uzak bir geçmişe bakar gibi.
Sanki sen beni evde bekliyormuşsun gibi.
Bazen diyorum bu kadar sevilebilmen için senin de sevmen gerekirdi beni.
Seviyor deyip, inanıyorum.
Sonra şunu ekliyorum usulca, yeteri kadar değil.
Beraber yaptığımız planları hatırlıyorum.
Gideceğimiz yerleri, hayatımızın nasıl olacağını...
Ve aynı düşünceyle bitiriyorum her düşü...
Keşke buraya gelmeseydik. Sahi, farklı olur muydu sevgili?
Hala beraber mi olurduk, başkalarının etkisi miydi bu ayrılık?
Bu kadar dayanıksız mıydı aramızdaki bağ?
Veya bu kadar büyük bir uçurum mu vardı aramızda, herkesin aramıza girebileceği?
Sorun neydi, kimdeydi?
Gerçekten bilmiyorum, ama hala düşünüyorum, sanki çözümü bulsam bir şeyler değişecek gibi...
Ben bu kadar değersiz miydim hayatında, sana bütün benliğimi vermişken?
Başka ne istedin?
Bulduğum en büyük sorun buydu, biliyor musun?
Sana her şeyimi vermem.
Kendimi tüketerek seni mutlu etmeye çalışmam...
Öğrendim ki mutsuz insan, karşısındakini mutlu edemiyor.
Seveceksen de ölçülü seveceksin.
Ben her şeyi senin üzerine kurarak nasıl abarttıysam durumu,
Sen de hep ikinci plana atarak, hep görmezden gelerek bitirdin bizi?
Şimdi kötü günleri düşününce en çok "Git" deyişin geliyor gözümün önüne...
Ben böyleyim, işine gelmiyorsa kapı orada demen...
Sonra diyorum işte sana tekrar güvenemeyecek olmamın sebebi bu...
Nasıl bir garantisi olabilir ki mutluluğun...
Senin ısrar edemeyişin de bundan aslında...
Biliyorsun beraber mutlu olamayacağımızı...
Mutluluk kavramlarımızın birbirine çok uzak olduğunu...
Benim mutluluğum çok sakin, çok huzurlu... Sen ben kızımızın olduğu bir dünya...
Seninse mutluluğun, çevrenin ne düşündüğü, dışarıda mutlu olmak, milletin bizi mutlu görmesi...
Sen benim sevgime karşılık veremeyeceğini biliyorsun, ne kadar istesen de...
Seni benim kocam ve kızımın babası olmak mutlu etmeyecek...
Sen annenin, babanın okumuş tek oğlusun...
Her düşündüğün onların ne düşüneceğine bağlı...
Beraber aldığımız şeyler, bizim ortak anılarımız değil, senin sahip olup ne kadar iyi bir evlat olduğunu gösterme şeklin...
Olmayacak biliyorum, sen asla tüm gemileri yıkacak cesareti bulamazsın...
Oysa gözümde öyle güçlüydün, o kadar doğruydun ki, gerçekten sadece senin doğrularınla hareket ettiğin günleri özlüyorum.
O günleri düşününce engel olamıyorum gözyaşlarıma...
Internette gördüğüm kedi, köpek bile olsa; aile olan fotoğrafları görünce içim cız ediyor...
Küçük bir bebek görünce biliyorum ki benim bir bebeğim daha olmayacak asla...
Bazen çok üzülünce kardeşimi arıyorum, sadece ağlıyorum, bir kısmını anlıyor.
Sonra kızımı düşünüyorum, o ileride ağlamak isteyince kimi arayacak?
Bana geçenlerde marketten kardeş almayı önerdi.
Gerçekten akıllı, "Anne, kardeş alıp senin karnına koysak" dedi.
"Karnım şimdi çok küçük" dedim, "Sığmaz ki..."
Arkadaşlarının, kuzenlerinin babaları gelince uzaktan bakıyor onlara, utanarak...
Hiç açıklama istemedi, sormadı açıkça...
Ama biliyor, yanlış bir şeyler olduğunu...
Bunları sana neden mi anlatıyorum? Kötü bir gün geçirdim.
Bir günüm, bir günümü tutmuyor.
Yokluğuna alışamıyorum, ama sanki sen hiç var olamayacaksın bir daha diye düşünüyorum.
Senden vazgeçtim, ama seni özlemeyi bırakamıyorum.
Sadece dua ediyorum, bıkmadan, usanmadan her gün...
Hayırlısını sen bilirsin allah'ım...
Hakkımızda ne hayırlıysa o olsun diye...
Bir de o gün gelene kadar dayanma gücü istiyorum...
Hoşçakal HAYATIM...
BEN SENİ HALA SEVİYORUM, UMUTSUZCA...