Hani bir çocuğun sımsıkı sarılıp, bir bebeği öpüp koklaması var ya.
O’sun işte sen, ben seni nasıl sevmem.
İlahi sen dedi, ömürsün. Estağfirullah dedim. Ömrümsün.
Gurbetlik uzaktır geri dönülmez, alın yazısı kaderdir sırrına erilmez. Dertli insan merttir, kolay yenilmez. Maksat hayatı paylaşmaksa, uzak yakın hiç fark etmez.
Sen benim 61. dakikam, 25. saatim, 5. mevsimim, 13. ayım, 7. hissim, 2. kalbimsin. Her şeyden 1 fazlasın, her yönden farklısın çünkü sen benim AŞKIMSIN...
Ben başka asığım ona... Ben başka seviyorum onu... Dokunmadan hissedebiliyorum teninin sıcaklığını... Her şey o! Buldum onu geç olsa da... Kavuştuğum ona... Biliyorum diğerlerine benzemeyecek... Gittiği günü hiç görmeyeceğim... Evet... Elleri, gözleri, dudakları, her şeyiyle bana ait... Tek dileğim Allah'ımdan alma onu benden...
Sarhoşken söylenen her söz ayıkken düşünülmüştür...
Öyle sözler vardır ki her şeyi anlatan, öyle anlar vardır ki her zaman anımsanan, aldığım nefes değil seni bana hatırlatan, yüreğimde sen her zaman yaşayan, yaşanan, yaşanılan...
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman ancak parmak uçlarıyla değebilen iki kol. Merdivenlerin orasına koşuyorum, beklemek gövde kazanması zamanın; çok erken gelmişim, seni bulamıyorum. Bir şeyin provası yapılıyor sanki. Gözlerin yine çok güzel bakıyor. Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Bir "KIZIM" Olsa...
Birazcık bana ama gülüşüyle, gözleriyle kısacası en çok da sana benzese...
Sen, sürekli öğütler versen o'na ve ara sıra da sana özense...
Mesela, senin parfümünü sıksa, saçlarını senin gibi yapsa,
senin elbiselerini, senin ayakkabılarını giyse, senin takılarını taksa...
Yanıma gelip, "BABA GÜZEL OLMUŞ MUYUM?" dese...
Ben o'na baksam...Ve o küçük meleğe her bakışta,
"SOL" yanımdaki büyük meleğime, yani sana, BİR KEZ DAHA AŞIK OLSAM...
Yeni bir gün, yeni bir başlangıç. Yeni bir umut ve soğuk ve yağışlı bir bayram sabahı. Heyecanlıyım ve suskun ve daha cesaretliyim. Uzaklardan gelen, içimde bir yerlere gizlenmiş, sadece sesini duyabildiğim bir yabancı. Karşımda... Yabancı değil artık bana ve duygularıma. Zaman akıp gidiyor... Duyulması istenenler duyuluyor... Bazen sessizlik alıyor sözü. Bazen de bakışlar anlatıyor söylenemeyenleri... Neydi istenen?
Yaşadığımızın, paylaştığımızın adı neydi? Her şey söylenmiş miydi? Derken... Zamanı gelmişti ayrılığın... Bir yabancıydın beklediğim... Ve şimdi sevdiğim adamsın, özlediğim... Seviyorum seni.
Öyle bir yerdesin ki benim için, karın ağrılarıma da, yüzümdeki gülücüklere de sebepsin.
Adını yalnızca "mutluluk nedir?" diye sorduklarında veriyorum insanlara ve yalnızca gözlerimden okunuyor her harfin.
İçime nakış alnıma nakış gibi işledim ben seni.
Ellerini tutmanın hayalini bile kurarken, ellerim titreyecek kadar bendesin, içimdesin.
İçimde uçuşan kelebeklerin sahibi, yüzümdeki utangaçlığın ta kendisi, adını söylerken titreyen sesimin melodisisin sen.
Bana geçmiş değil, gelecek olman, başkalarının yanında geçirdiğin saatleri benim yanımda durdurman dileğiyle.
Güzel yüzün buruk sevinçler içinde durmasın, kırık kalbin karamsarlıklar içinde atmasın. Hep gül, hep neşeli olan sen, benim tek ışığımsın.
Rüzgar yine kokunu getirdi. Anlayacağın, bu gece de canım burnumda.
Verdiğim en doğru karar, tuttuğum en güzel sözümsün. Allah'ım seni benden, beni senden eksik etmesin birtanem.
Gözlerin, yıldızlardan daha parlak, gülüşün ise dünyadaki tüm çiçekleri kıskandıran bir romantizm taşıyor.
Her saat seni düşünüyorum, her dakika seni özlüyorum, her gün rüyalarımda her hafta hayallerimde her ay hislerimde her yıl yanımda olur musun ?
Gözlerini kapat, bir dilek dile içinden benide geçirerek, farzetki elinde papatya denilen çiçek, başla yapraklarını koparmaya seviyor sevmiyor diyerek, seviyor çıkanları kendine sakla sevmiyor çıkanları bana gönder, gönderki anlatayım onlara seni ne kadar çok sevdiğimi.
Bir yürek nelere yeterse, bir can bir canı ne kadar severse, damardan ne kadar çok an geçerse, yaşam ölüme nasıl değerse, sende benim için o kadar değerlisin.
Güneşin doğuşuna aldanma vakti akşama kadardır, ay ışığına aldanma ömrü sabaha kadardır, aramızdaki uzaklığa sakın aldanma çünkü kalbim gölgen kadar yakındır.
Aşk kaçmaktan çok kovalamayı gitmekten çok beklemeyi görmekten çok özlemeyi dokunmaktan çok düşünmeyi sever ve aşk öyle bir hainki nerede imkansız varsa onu seçer.
Sen hayata ne verirsen hayat sana senin verdiğini geri verir ben hayata ne verdim bilmiyorum ama hayat bana ummadığım kadar değerli olan birşey verdi, seni.
İsteyipte sahip olamadığım herşeyin yerine seni koyduğum zaman anladım ki herşeye sahipmişim çünkü sen herşeyden değerlisin.
Bizim toprağımız gül toprağıdır ne çiçek soldurur nede sevdasına toz kondurur bizim aşkımız yollara benzer yolcular biter ama yol asla bitmez.
Ağaçtan düşen yaprak kurumaya gönülden düşen insan unutulmaya mahkumdur sen ne ağaçtan düşüp kuruyacak yaprak nede unutulacak insansın.
Hayatta 2 umudum var biri özgürlüğüm diğeri sen. Özgürlüğüm için herşeyimi senin için özgürlüğümü veririm BİRTANEM.
Biliyorum sen bir güneşsin etrafında bir sürü gezegen var. Ama şunuda unutma ben Dünya'yım yalnız bende hayat var.
Kimbilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim. Kimbilir hangi ellerden son suyumu içeceğim. Belki seni göremeden öleceğim.
FAKAT SENİ EBEDİYEN SEVECEĞİM.
Sevgilerin en güzeli seni sevmek özlemlerin en güzeli seni özlemek ve hayatın tadı sabah kalktığımda senin varolduğunu bilmek.
Bakışlar vardır insanı ömür boyu ağlatan. Yollar vardır aşılması güç olan. Kalpler vardır acılarla parçalanan. Ve insanlar vardır hiç unutulmayan. Sanma beni sevipte bırakanlardan. Benim sevgim mezara kadar olandan.
Sen benim incimdin parıldayan masum güzelliğinle seni sarp kayalıklardan tırnaklarımla kazıdığım bir istiridyede bulmuştum ve bir daha kaybetmeyeyim diye kalbimin derinliklerine gömdüm.
Gecemidir insanı düşündüren yoksa insanmıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen, gecemidir seni bana düşündüren yoksa benmiyim seni düşünmek için geceyi bekleyen.
Durup sebepsiz yere ağladığın oluyor mu? Sonra özlemin alevler gibi fışkırıyor mu her yerinden? Akşama yakın saatlerde bir efkar basıyor mu içini? Onu çiçeklerden kuşlardan bile kıskanıyor musun? Yokluğunda dünya sana zindan oluyor mu? Seviyorsun o zaman.
Güneşi seviyorum diyorsun, güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. Yağmuru seviyorum diyorsun, yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun. Korkuyorum sevgilim çünkü, beni sevdiğini söylüyorsun.
Kırıyorsa sözlerim susarım bir daha konuşmam. Rahatsız ediyorsa varlığım ölürüm karşına çıkmam. Rahatsız eden sevgim ise; üzgünüm ona engel olamam.
Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.
Aramızda alevden bir deniz olsa, banada mumdan bir kayık verseler. Hiç düşünmeden ölümü, o mumdan kayığa biner gelirim sana.
Zannetme ki gözlerim sana baktıkça bıkacak, ölsem de ruhum seninle kalacak, kapanırsa gözlerim senden önce bu hayata, inan ki son sözüm seni seviyorum olacak.
Sonbahara inat ağaç hala yeşermekte, geceye inat gün hala ağarmakta, ben ise kadere inat hala seni sevmekteyim. İnat bu ya, mahşere kadar "seni seveceğim".
Aramızdaki mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sonsuzluğa giden tüm yollara adını yazdım. Hangi yoldan geçersen geç seni sevdiğimi okuyacaksın.
Kanıma girip yüreğime dolmuşsun. Tenime girip kokum olmuşsun. Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama bedenime girip CANIM olmuşsun.
Söz veriyorum seni sevmeye seni severek ölmeye, ölene dek nefesimi senin için almaya, yatağıma uzandığımda seni hayal etmeye rüyamda ve hatta gökyüzüne bile baktığımda seni görmeye ama korkuyorum aşkından deliye dönmeye, korkuyorum aşkımıza senden çok değer vermeye ama yinede söz veriyorum aşkım. Dizinin dibinde ölmeye ve ölene dek seni sevmeye.
Kaderde varsa sensizliği yaşamak kadere isyan ederim,
Kendimemi kızayım yoksa beni buraya mahkum eden kaderime mi?
Bilmiyorum yalan söylemekle ömür geçer mi?
Seni yaşat bana yalnızlığı değil, sana uyuyorum sana uyanıyorum.
Bekliyorum seni binbir ümitle ve ben her şeye inat sadece Seni Seviyorum...
Hani geceden doğar ya güneş aklıma ilk sen gelirsin sonra bir çiğ tanesi olup yüreğime düşersin gün geçer herşey biter ama sen bende hiç bitmeyensin.
Vakitsiz gelen bir yağmursun sen aslında hiç beklenmedik zamanda karşıma çıkan herşeyi nokta koymuşken önüme virgüller getiren ve kendini delice sevdirebilen en tatlı insansın.
Sonsuzluk koyuyorum adını. Sensiz günleri senli günlerle takas ediyorum. Yokluğun diye bir şey yok bende. Ve ben seni sonsuzluk kadar çok ama çok seviyorum...
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden. Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen. Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören ya herkesin gözleri kör.
Mutlu olmayı biliyorsan, sevmeyi bileceksin gerçekten seviyorsan, ömrünü vereceksin.
Aradan saatler değil seneler geçse. Gözümden yaşlar değil kanlar gelse. Uğruna dünyam değil canım gitse. Seni sevmeye yeminim var.
Sevmek ellerini tuttuğumda dertlerimi unutmaksa. Dizlerine yattığımda mutlu olmaksa. Seni öptüğümde heyecan duymaksa. Seninle ölümü göze almaksa. O zaman "SENİ SEVİYORUM".
Öyle senden çok uzaklarda değilim, görmesini bilen gözlerin bakışındayım, belki sana senden daha yakın bir yerde, çarpan kalbinin her atışındayım.
Sana güneşimsin desem akşam olur görünmezsin.
Sana yıldızımsın desem sabah olur gizlenirsin.
Sana rüzgarımsın desem biran esip geçersin.
Sana nefesimsin diyorum bittiğinde benide bitiresin diye.
Sana birtanem diyorum; çünkü eşini bulamıyorum.
Hayatım diyorum; çünkü sensiz bir hayat düşünemiyorum.
Bunları niçin mi diyorum; çünkü "SENİ SEVİYORUM".
Zirvelerden yuvarlanırsa kaldırmaya gücüm yeter dağların taşını.
Ama ağlama gülüm, kaldıramam kirpiklerinden dökülen bir damla gözyaşını.
Bazı rüyalar diğerlerinden çok uzun sürer. Bazılarıda çok çok güzel. Benim en uzun ve en güzel rüyam, şuan bunu okuyor.
Gözlerin nehir olsun kirpiklerin köprü. Ben tam geçerken ipler kopsun. Düştüğüm yer dudakların olsun.
Sana bir şey söylemek istiyorum ama onları söylerken öbür şeyleri unutuyorum.
Aklım başımda değil zaten dilim dönmüyor kusura bakma ama galiba SENİ SEVİYORUM.
Seni buluta yazsam güneş siler. Kıyıdaki kuma yazsam dalga siler. Alnıma yazsam kader siler. Seni kalbime yazdım sıkıysa şimdi silsinler.
Kalbime dokunduğunda HİSLERİMDESİN.
Gel diye ağladığımda GÖZLERİMDESİN.
Yastığı başıma koyduğumda DÜŞLERİMDESİN.
Ama en önemlisi her zaman KALBİMDESİN.
Bir ev dolusu kırmızı gülün arasındaki bir tek beyaz gül nasıl özel ve farklı duruyorsa
Sende milyonlarca kişi arasında benim için öyle özel ve farklı birisin.
Sen (s)eni düşün kimseyi düşünme.
Sen (s)ana güven kimseye güvenme.
Sen (s)eni sev kimseyi sevme.
Parantez içindeki (S)'leri (B) yap kimseye söyleme.
Benim için insanlar ikiye ayrılır sevdiklerim ve diğerleri.
Sevdiğim insanlarda ikiye ayrılır çok sevdiklerim ve diğerleri.
Çok sevdiğim insanlarda ikiye ayrılır SEN ve diğerleri...
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Dolanıp sarmak geliyor içimden, saramıyorum.
Öylesine bağlanmışım ki, sensiz duramıyorum. Seni çok seviyorum
Güneşin buz tuttuğu yerde bir alev görürsen o bil ki yalnız ve yalnız senin için yanan kalbimdir.
Hani derler ya elimi sallasam ellisi diye, bir tane olsun sonsuz olsun kırk dokuzu aşkıma kurban olsun.
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın!
Hani gözler vardır sözleri anlatır, hani sözler vardır gözleri anlatır, bir de aşk vardır seni anlatır...
Seni bulmaktan çok aramak isterim! Seni sevmeden önce anlamak isterim! Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim.
İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim?
Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamı taşısaydı ve sen bana seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inan ki birtanem her gün yağmur yağardı.
Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim. Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim?
Her baktığımda seni görüyorsam, her işittiğimde seni duyuyorsam, her dokunduğumda seni hissediyorsam, bu seni çok özlediğimdendir.
Sen yıldızlar kadar güzelsin, ama tek bir farkınız var onlar milyonlarca sen bir tanesin.
Seni seviyorum, inan bana..
Beni sevdiğine dair kanıt göster.
Kanıt inancı öldürür.
Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben “seni sevdiğimi bilmeni” değil, “seni sevdiğime inanmanı” istiyorum..
Neden ?
“Çünkü bilmek, beyinle inanmak kalple yapılan iştir. Ve ben, kalbini beynine tercih ederim”