Dönme Cam Batar Ayaklarına

Eskiden ucuz tükenmez kalemler vardı,

Tükeneceği bilinen, bitmeden haber veren,

Ucunu nefesle ısıtınca hiç olmazsa birkaç cümle daha götüren!

Sevgilim, eski sevgilim!...

Bittiği anda biten bir tek seni tanıdım...

Yaşamak küçük insanların büyük izler bıraktığı bir oyuna benzer bazen. Bittiği zaman eve dönemediğimiz, kaldığı yerden devam eden; insanların ya birbirleri için hayatta kaldığı, ya da birbirleri için hayattan kaçtığı bir oyun... İki yarım kalmış öykünün kaçak aşıklarının buluştuğu, buluşanların gözyaşı bölüştüğü ve her sevişenin gün gelip mutlaka dövüştüğü hayatın, yarısı uğurlamak sanki…

Doğaçlama acıların en çok yakıştığı yer, aşk… Aşkın sokağı çıkmaz sokak! Sokakları yıkayan gözyaşlarının nedeni belliydi. Herkes hayatta birileri ile karşılaşır ve artık azalmaya başlar. Seni tanıdığımda anlamıştım bunu. Kışta kar'ın öncesi nasıl güneşse, sende de aşkın arkası öyle savaştı....Söz aşktan açıldığında göz her şeye kolayca kapanıyordu seninleyken.

Aşk da aklımı kullanamıyordum ben, sadece sevmeyi becerebiliyordum...

Ateş açtığın, kanattığın ve sonunda dönüp bakmadığın yaralarımı kendim öpüp okşuyor, sabahları öyle başlıyordum yeni güne. Yaralı olduğumu biliyordum, bir tek ne kadar döküldüysem ortalığa, o kadar çalındığımı, kalanları toplasam yeniden bir ben daha etmeyeceğimi…

O yüzden parçalarımı yapıştırmayı denemiyordum, iyileşmek diye bir şey varmaydı onu da bilmiyorum. En güzel yalanları kendime söylemeyi öğrenmiştim. Sihirli bir lambaydın sen ama ne senden cin çıkıyordu ne bende aşk bitiyordu.

'Gittiği yere gidiyordu bu aşk, sadece gittiği yere gidiyordu...'

Hayatıma taşınan ve zamanla aşınan her şeyin tersine sen durmadan çoğalıyordun....

Gün geçtikçe yaram azdı, camdaki kelebeğin kanadını kıran çocuk, aşktaki geleneğin canını yakacağını bildiğinden yaramazdı. Böyle durumlarda bir şeyler düşünmek hiç işe yaramazdı diye söylenip duruyordum... Sever, gelir, gider, anlar….

Her yönüyle duygulanan birinin hiç ağlamamış biriyle ilgili geniş zamanlı cümleleri sevmesi komikti biliyordum ama ben gülemiyor yalnızca ağlıyordum.

Sevmek bazı insanlarda tek başına işe yaramıyordu. İyi kalbi keşfedilmemiş ve umudunu kelimelerdeki ecek - acak eklerine bağlamış insanlara tokat atmaktı sevap. Kendi yanağımı kendim kızartmıştım.

Boşunaydı dersler, sınavlar, testler… Notlar hep sıfırdı…

''Aşk en çok yukarıdakilerden hangisi dedim , A şıkkıydı her zaman aşk!! Boş bıraktığın soruydu.

''Aşk en çok aşağıdakilerden hangisidir diye sordum, D hepsiydi cevap seçemedin doğruyu…

Sınıfta kalmalıydın sen…

Ben unutsam sen gitsen unuttum gitti diyecektim herkese, böyle kolayca yalan söyleyecektim her sorana. Ama bana kim doğruları söyleyebilirdi ki kendimden başka? İçimden bir ses yaralıyordu hep beni: senin sevgin onun yüreğinde büyüsün, o senin kollarında başka rüyalara uyusun, ayıp sana yaptığı! Ayıptı bana yaptığın…

İçime akacaktı zehir, dışına taşmıştı çünkü ayrıntıları unutacak kadar kaçmak istiyordum senden...

Vurgunluk halinde durgunlaşan yüreğim, her şeyi duygulara feda edebilecek kadar saftı hala...

Üstelik tüm biriktirdiğimi sende harcamış, tüm benliğimle teslim olmuştum sana.

Ben seni tanıdıktan sonra aşkta el değiştirme mevsimi gelmesin diye dua ederken, senin gömlek değiştirme mevsimin bana denk gelmişti. Buydu en acı olan...

Aşk'ın eşittir olarak kullandığı işlemlerde neden sonuç hep kesirli çıkar öğrenmiştim. Yaptığım tek doğru şey, en büyük yanlışımdı benim. Çünkü yanlış birini doğru bir aşkla sevmiştim. Yanlışlar doğruları da alıp götürdü hep…

Kendime söyleyecek çok lafım var, sana söyleyecekse sadece birkaç satırım... Benden uzak yeni yerlerde, orada doğmuşçasına tanıdık dur artık’ her gördüğüne selam ver, yanına her gelene çocukluk arkadaşınmış gibi hemen alış, dök içini iyi tanıdığın yabancılara, imren gördüğün en uyumsuz aşklara!

Yeter ki bana kalbimi kırdığın yoldan geri dönme cam batar ayaklarına!..

Bir yerlerde bitiyor ağızda söz, hayatta umut, yürekte aşk.. Elinde kalemle baş başa kalıyor insan ; hani o bitmeden haber veren, ucunu nefesle ısıtınca hiç olmazsa birkaç cümle daha götüren… anladım ki sevgilim, seninle bitek cümleyi dahi tamamlayamamışım ben!

Giderken en sevdiğin şarkıyı söyle bana, benim en sevdiğim şarkı olmasın ama.